SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HACC BAHSİ

<< 1370 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

467 - (1370) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وزهير بن حرب وأبو كريب. جميعا عن أبي معاوية. قال أبو كريب: حدثنا أبو معاوية. حدثنا الأعمش عن إبراهيم التيمي، عن أبيه، قال: خطبنا علي بن أبي طالب فقال: من زعم أن عندنا شيئا نقرأه إلا كتاب الله وهذه الصحيفة (قال: وصحيفة معلقة في قراب سيفه) فقد كذب. فيها أسنان الإبل. وأشياء من الجراحات. وفيها قال النبي صلى الله تعالى عليه وسلم: " المدينة حرم ما بين عير إلى ثور. فمن أحدث فيها حدثا. أو آوى محدثا. فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين. لا يقبل الله منه يوم القيامة صرفا ولا  عدلا. وذمة المسلمين واحدة. يسعى بها أدناهم. ومن ادعى إلى غير أبيه، أو انتمى إلى غير مواليه. فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين. لا يقبل الله منه يوم القيامة صرفا ولا  عدلا". وانتهى حديث أبي بكر وزهير عند قوله "يسعى بها أدناهم" ولم يذكرا ما بعده. وليس في حديثهما: معلقة في قرب سيفه.

 

{467}

Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Züheyr b. Harb ve Ebû Kureyb hep birden Ebû Muâviye'den rivayet ettiîer. Ebû Kureyb (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti. (Dediki): Bize A'meş, İbrâhîm-i Teymî'den, o da babasından naklen rivayet etti. Babası (Yezîd) şöyle demiş:

 

«Bize Alıyyü'bnü Ebî Tâlib hutbe okudu da şunları söyledi:

 

— Kim biz de Allah'ın kitabıyla şu sahîfeden başka bir şey bulunduğunu, onu okuduğumuzu söylerse muhakkak yalan söylemiştir. —Sahîfe kılıcının kılıfında asılı bulunuyordu.— Bu sahîfede develerin yaşları ile yaralamalara âit şeyler vardır. Yine bu sahîfede Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):              

 

(Medine, Ayr ile Sevr arası (olmak üzere) haremdir. Binâenaleyh orada kim bir günah İşler veya günah işleyeni barındırırsa Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah onun farz veya nafile hiç bîr ibâdetini kabul etmez. Müslümanların zimmeti birdir. Bu zimmet uğrunda onların en aşağı olanı sa'y ü gayret gösterir. Bir kimse babasından başkasının oğlu olduğunu iddia eder yahut (âzâd edilen bir köle) sahiplerinden başkasına intisab eylerse ona da Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti vardsr. Kıyamet gününde Allah onun farz veya nafile hiç bir ibâdetini kabul etmez, buyurdu.) hadîsi vardır.

 

Ebû Bekr He Züheyr hadîsleri: «Bu zimmet uğrunda onların en aşağı olanı sa'y ü gayret gösterir» cümlesinde sona erer. Bundan sonrasını zikretmemişlerdir. Onların hadîslerinde: «Kılıcının kınında asılı» ifâdesi de yoktur.

 

 

468 - (1370) وحدثني علي بن حجر السعدي. أخبرنا علي بن مسهر. ح وحدثني أبو سعيد الأشج. حدثنا وكيع. جميعا عن الأعمش، بهذا الإسناد، نحو حديث أبي كريب عن أبي معاوية إلى آخره. وزاد في الحديث "فمن أخفر مسلما فعليه لعنة الله والملائكة والناس أجمعين. لا يقبل منه يوم القيامة صرف ولا  عدل" وليس في حديثهما "من ادعى إلى غير أبيه" وليس في رواية وكيع، ذكر يوم القيامة.

 

{468}

Bana Aliyyu'bnü Hucr Es-Sa'dî rivayet etti. (Dediki): Bize Aliyyu'bnü Müshir haber verdi. H.

Bana Ebû Saîd-i Eşecc dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. Bunlar hep birden A'meş'den bu isnâdla Ebû Kureyb'in Ebû Muâviye'den sonuna kadar rivayet ettiği hadîs gibi rivayette bulunmuşlardır. Bu hadîsde şu ziyâde de vardır:

 

«Her kim bîr müslümanın verdiği emânı bozarsa AlIah'ın, meleklerin ve bütün insanların lâ'neti onun üzerinedir. Kıyamet gününde onun farz veya nafile hiç bir ibâdeti kabul olunmaz.»

 

İbni Müshir ile Vekî'nin rivayetlerinde: «Bir kimse babasından başkasının oğlu olduğunu iddia ederse» ifâdesi yoktur. Vekî'nîn rivayetinde kıyamet günü dahî zikredilmemiştir.

 

 

(1370) وحدثني عبدالله بن عمر القواريري ومحمد بن أبي بكر المقدمي. قالا: حدثنا عبدالرحمن بن مهدي. حدثنا سفيان عن الأعمش، بهذا الإسناد، نحو حديث ابن مسهر ووكيع. إلا قوله "من تولى غير مواليه" وذكر اللعنة له.

 

{…}

Bana Abdullah b. Ömer El-Kavârîrî ile Muhammed b. Ebî Bekr EI-Mukaddemî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdurrahman b. Mehdi rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, A'meş'den bu isnadla İbni Müshir ve Vekî'nin hadîsi gibi rivayette bulundu. Yalnız: «Herhangi âzadlı bir köle sahiplerinden başkasını kendine velî yaparsa» İfadesiyle, ona lanet müstesna.

 

İzah için buraya tıklayın